27 Ağustos 2009 Perşembe

Çıkacak delik arıyorum kendimden

Yalvarırcasına seçenekli konuşuyorum insanlarla. Bir seçenekte normal hayattan kareler, bir diğerinde azıcık duygu kırıntılarım. Belki biri yardım çağrımı görür, normal hayatı boş verir, duygularımla ilgilenir umuduyla.

Ama basit cevaplar alıyorum sorularıma. Hayattan kareler daralıyor çevremde git gide. Sıkışıyor duygularım içimde. Çıkacak delik arıyorum kendimden. Hep içimdeyim maalesef.

İçimden çıkamayışıma gülüyorum şu an. Gözlerimde hafif bir nem, yine kendimleyim. Bana ramak kalana kadar getiriyorum insanları ve içime girmek üzerelerken tam, susuyorum, “Susmam gereken nokta geldi” diyerek hem de. İçime sokmayışıma gülüyorum şu an!

Sadece seçenekli sorumu anlayan olursa konuşasım geliyor, olmuyor. Çıkamadığım içime sokmaya çalışıyorum insanları seçeneklerle, girmiyorlar. Onlar bir şey sorduğunda – pek sık gelmez başıma- yanıtlayamıyorum.

Ben çok söyledim sanırken insanlar daha ne dediğimi anlamaz halde. Oysa her şey apaçık, iki ileri bir geri yapınca söylediklerimde, bütün cevaplar verilmiş: Giriş, gelişme yapılmış, ama sonuç eksik her zaman.

Hiç yorum yok: